SARFINAZAR





Bir candır bu bir andır bu
Dağ taş değil insandır bu
Gelen gider bir handır bu
Gelsen de bir gelmesen de

Bulacağın boş bir kafes
Kalmış ceset çıktı nefes
Nerde o can nerde o ses
Gelsen de bir gelmesen de …

Sevdiğim şiirlerden bir tanesi olan ve aynı zamanda büyük bir dava adamına ait olan bu şiirin karşıma çıkması bir arkadaşım vesilesiyle oldu. Bu sadece şiirin iki kıtası, devamını da dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Şiiri yazan Osman Yüksel  SERDENGEÇTİ… Biraz araştırma fırsatım oldu. Tevafuk bu ya Yedi Güzel Adam dizisini izlerken de karşıma çıktı üstadın ismi… Çoğu zaman karşımıza bizim haberimiz olmadan çıkan bazı isimler hayat çizgimizde önemli zikzaklar yaparlar. Bize bir kalbimiz olduğunu hatırlatırlar. Hatırlamak beraberinde harekete geçmeyi gerektirir. Harekete geçtim . Sonra şöyle bir şeyin farkına vardım sorguladıkça; yaşadığımız derin duyguların kaybı, tıpkı avucumuzdaki pamuğun içine dallı bir diken koyup, onu pamuktan ayırmaya çalışmak gibidir. İllaki bu diken pamuğun peşini bırakmaz. Pamukta bozulur dikende… Pamuk kendinden kaybetmiştir ;diken ise kendine engel olacak pamuk parçalarına bulanmıştır. Tek taraflı etkilenme söz konusu değildir.  Dünyada aklımıza gelen ne varsa her birinin içinde bir denge unsuru vardır. Eğer denge bozulursa ;ya kaybedilir ya da kaybedilmek üzere kazanılır.  Çoğu zaman dengemizi kaybediyoruz. Sonrasında bu durumu normalleştiriyoruz. Normalleştirdiğimiz bu durum ile artık yeni dengemizi oluşturuyoruz.  Peki  bu dengesizliği nasıl açıklarız? İnsanoğlundaki bu dengesizlik canlının içindeki hücreler gibidir sürekli kendini yeniler ve onarır. Peki sonra ne olur bu hücrelere? Sesteşini anlayalım bu sefer, sonunda insanoğlu kendi küçük hücrelerine kendini hapseder. Ve kendi inşa ettiği hücrenin mahkumu olur.  O halde ilk olarak dengemizi bulmanın yolu farkına varmakla başlayabilir. Farkına varmanın temel koşulu ise varlığımızı sorgulamaktan geçiyor. Bu dünyada ne diye varız ne diye yaşıyoruz ve neye yarıyoruz. Bunların cevabı ,bizim az çok dengemizi sağlayan gücü, bedenimize; en önemlisi ruhumuza veriyor. Ruhu doymayan bir insanın açlığı elbette ki son bulmuyor. Asıl tehlike burada ortaya çıkıyor. Aliya’nın dediği gibi; boş bir ruh ve dolu bir mide… Bu ikisi arasında kalan insan farkında olmadan günden güne dengesizleşiyor ve köreliyor. Körelmeyen diri bir bedenin ve ruhun sırrı ise ortada : sorgulamak  ve farkında olmak. Sözcük sözcüğü düşünce düşünceyi doğurur.  O yüzden burada sonlandırıyorum ve hayat dengenize sorgulamayı temel alarak ulaşmanız dileğiyle diyorum….

Yorumlar

Popüler Yayınlar