BIRAK GÖZ YAŞLARIN TOPRAĞA DÜŞSÜN...

Gel otur kirpiklerin ıslanmış ağladın mı sen?
Nedir seni bu kadar zayıf düşüren,düşüncelerin mi sancıların mı?
Elimde olsaydı yüreğini açıp alırdım içindeki o zehri ama o zehir ki ayakta tutan senin nefsini...
Büyüğün işine karışılmaz sınırlı bir alanda sınırsıza ulaşılmaz...
Hata yapmak yok sayılmaz lakin hataların içindede yok sayılmaz...
Şimdi bak bakayım bana kaldır kafanı yerden ne var o yerde anlamış değilim ne var bu kaçışta bunu hiç anlamış değilim...
Zaman su misali bile değil artık, işlerimiz misale kalmadı, yapabilseydim her anı durdururdum çiçekleri gördüğüm kokularını  duyduğum her anı...
Nemsin ki sen?Babamsın, annemsin, kaçmaya çalışıp geldiğim yersin...
Şu çiçeği bir kerede benim kapıma getir,de ki bu sefer;sana tüm bu mor çiçekler sana bu kokular sana bende ki bu bahçe.Bir gün hepimiz ölücez demi bakıyorsun öyle kızgın kızgın ama bidayeti bu. Bilemiyorum ama beni bu çiçek kokusu öldürecek, mor çiçek,sonrada o bahçeye gömecekler beni öldüğünde mutlu olunuyorsa ben anca o bahçede mutlu olurdum herhalde.. O bahçenin toprağına kavuşurdum o bahçeye anlatırdım herşeyi o bahçede beklerdim o bahçede ağlar o bahçede büyürdüm.
Gelsin derdim kedilerde çocuklarda bu bahçeye gelsin koparsınlar bu çiçekleri götürsünler annelerine versinler anneler hep mutlu olsun derdim kediler bu bahçenin toprağında kovalasınlar birbirlerini derdim bu bahçenin toprağı anne olsun derdim sen kokardı bu toprak.Kaldıysa bu toprağa kalırdı kavuşmalar...Olabilseydim o bahçenin toprağı olurdum sen gibi...

Yorumlar

Popüler Yayınlar