ŞAHIS İKİLEMİ

Bir sabah uyandık. Bir baktık ki rüzgar güllü şehirdeyiz. Kalktık huzursuzlukla yataktan huzur bulma umuduyla. Dedim ki gidelim artık bizi çağıran yere gidelim. Sonra çıktık kapıdan yürüdük rüzgara doğru. Ayakta zor duruyordu ruhumuz yıkılmış enkazların içinden geçtik manzaraya doğru ikimizinde karnı toktu maddiyata ama şu var ki düşüncelerimiz kurt gibi açtı maneviyata. İkimizde boş adamlardık diye dalga geçtik birbirimizle nerden bilebilirdik içimizdeki nefretleri, korkuları,yaşadıklarımızı. Böylesine yargılamak kolay geliyordu. Ölmekten korkuyorum dedi ölüme şahit olana. Dün gece kalktım nefes alamıyordum kalbim sıkıştı ağrıdan artık dayanamıyorum dedi. Yüzüne bakıp tokadı yerleştiresi geldi diğerinin. Lanet olsun bahsetme şu ölümden artık diye bağırdı. Korkusu kendisinin sorumlu tutulacağı oldu. Çimende oturdular baktılar ki güller sönüyor herhalde boşa değildir dedi küçük olan. Yaptığı hatada belliydi ruhundaki daraltıda belliydi yaşananlarda belliydi. Bu kadar neşenin altında elbette bir yok oluşun hikayesi yatacaktı. Sahi gülmek sadece yok olmak mıydı? Bundan mı gülmüyorsun dedi. Ağladılar birbirlerinin ardına ağladılar birbirlerine dertlerini anlattılar birbirlerinden utandılar.Sonra tası tarağı toplayıp hayata devam ettiler.

Yorumlar

Popüler Yayınlar