KAYBOLMAK
Ölüm yok oluş mudur? Yada yaşadığımız bu dünyada intihar etmeme sebebimiz nedir? İnançsal anlamda bu soruyu yadırgayanlarımız olacaktır fakat V.Frankl bu soruyu logoterapide danışanlarına soruyor.Yaşadığımız şu zor günlerde içsel dünyamıza çekilme fırsatımızın oldukça yoğun yaşandığı muhtemel. Fakat yansıtılan bu, çekilebiliyor muyuz sahiden. Kuzey kutbundan Güney kutbuna kadar mesafelere ulaştığımız içsel dünyamıza ne kadar yaklaşabiliyoruz. Dahada somut örnek verecek olursam misal ben duyularımın ve duygularımın var olduğunu anlamaya çalışıyorum. Fakat hala buna hazır değilim. Saatlerce boş boş pencereden uzağa bakan gökyüzünde boğulan ve hala anlamı sorgulamakta tekrarlar çukuruna düşmüş bir boşluğum. Neyse benden konuşmaktan vazgeçmeliyim.Sebep ne,çünkü sürekli kendinden bahseden karşısındakine söz hakkı vermeyen insan topluluklarından bunaldık. Kimsenin kimseyi dinlemediği şu çağda evren bize insanın yurdunun insan olduğunu öğretti. Hasret kaldık sinirlendik bir sonraki aşama duyu yitimi. Tamam tamam toplama kampında değiliz fakat bir kampta olduğumuz kesin. Ve kaçınılmaz olanda şu ki bu kampta herkes kendiyle yüzleşmeye hazır olmak zorunda ağırda olsa zorunda. İster vazgeç ister mücadele et kucağında sen varsın!Şimdi tekrar söylüyorum dünyayı senin için yaşanabilir kılan ne?Bu sorunun cevabını bulduğunda kendine bi merhaba de!Anlamı onun içinde ara. Unutma insan toprağın altına girince değil unutulunca ölür.
Yorumlar
Yorum Gönder