DEPLASMANDA PLASEBO
Yarım kalmak. Tam olmak insana özgü bir özellik değildir elbet. İnsan yarım kaldığı oranda tamamlanır. Hatırlayın tamamladığımız sonunu getirdiğimiz şeyleri pek de aklımızda kalmaz ama gelin birde yarım kaldığımız zamanlara anlara bakın hafızamıza mıh gibi çakılmıştır. Ayrılıklar, edilmemiş vedalar bilmem hatırlar mısınız bir şehirden bahsederim rüzgar güllü şehir. Tamamlanamayan şehir. İnsan yaşadığı şehrin ruhunu alıyor. Tam burada alıyorum güvercini çıkıyoruz yine rüzgar güllü tepelere bu sefer bağırıyoruz şehrin üzerinden aşığız sana diye. Bir bilse şu şehir içinde ona aşık olacak binlerce sebep olduğunu. Mesela başı bozuk insanlar geçmişte de kalsa mesela başlangıcı mesela güneş sıcağı havası.Umut ettiren hayal ettiren kokusu, hevesleri. maviliği Birsen Tezer boşuna yazmamış "seni sevdiğimden gelirim ben bu yere" diye. Çok isterdim o rüzgar güllerine beni tamamlayan her şey ile gitmeyi.Eminim güvercinde bekliyordur beni orada hatta kedi bile hatta lavantalar bile. İlk iş bir kavak ağacı dikeceğim bahçeye torunlara diyeceğim ki buna iyi bakın evlat tahtalarım bundan olsun. Sonra vasiyet edeceğim beni o şehre gömün diye. Arabeskçe de bunun tercümesi şudur: biz o şehre bir defa gömülmedik ki. sonra bir araba alacağım ön camda yayılmış güneşe doğru yatacak Odie, gri tüyleri pençe pençe olmuş gözleri altın gibi parlayacak ışıktan. Arabada lavanta kokusu.Süreceğim Ayvalığa doğru çekeceğim değirmenin yanına arabayı inip saatlerce düşüneceğim.Ben varım diyeceğim geçen yılların inadına hep varım diyeceğim. Sonra bir münacat okuyup gideceğim oradan. Sonra mı? Sonrası meçhul? Bir başka şehirde bir başka yarım kaldığım yere...
Yorumlar
Yorum Gönder