SAFFETİN KALP SANCISI

-Saffet kulakları kapatmışsın yine ne bu umursamazlık ardından mı kovalıyorlar ? 
-Hayır hocam duymaya değer bir şey yok. 
-Çok gençsin daha Saffet böyle şeyler deme.Sahi kaç yaşındasın sen ?
-21 hocam lakin hissettiğimi soruyorsan 40.
- Bak bak ağzın laf yapıyor. Ne oldu sana böyle?
-Anlatırdım da sen beni anlamazsın.
-Anlat hadi naz yapma oğlum.
-Söz ver kimseye söylemeyeceğine.
-Benden sır çıkar mı yavrum hiç tanımamış gibi konuşuyorsun.
-Tabi çıkmaz da durumun ciddiyeti var şimdi.
-Anlat hadi.
- İçimde bir ukde kaldı anlamsız bir hayata kurban gitmiş bir koyun gibi düşüncelerim sürekli geviş getiriyor.
-Bir şey mi yaptın yine sen?
-Hemen anlıyorsun evet çıktığım o bataklığa tekrardan saplandım aciz bir şekilde yalvardım neden yoktun yanımda ben dayanamıyorum dediğimde neden yoktun yanımda diye sorguladım.
-Ne diyor İsmet Özel vakti vardıysa aşkın onu beklemeliydi. Sen unutmuşsun saffet unutmuşsun fakat içindeki arayış farklı bir aleme dönüp dolaşıp faniye kapılıyorsun.
-Bak şimdi benim dilimden konuşmaya başladın yaratıcı kulunu reddetmez bunu biliyorum. Lakin anlamı bulamıyorum.
-Neyin anlamını?
-Nefes almanın can taşımanın.
-Sen birini yitirmişsin Saffet
-Haberi bile yoktu yitirdiğimden.
-Kimin nesi bu fani?
-Bir kaç yıl evvel oldu birine tutuldum kendi halinde çok okuyan biriydi bir yazardı ki görmen lazım işte bu dedim dava insanıydı hayatı anlamlıydı ideoloji nedir bilirdi gözlerinin içine baktım mı dizlerimin bağı çözülürdü kıymet veren birisiydi dedim ki halden anlar. Ben onun ruhunu gördüm.
-Derin mesele  evlat. Sonra ne oldu?
-Zaman geçtikçe daha da kapıldım dualarımdaydı geleceğimdeydi fikrimdeydi. Kuvvetli bir duyguydu bir yazısında şöyle demişti insan sevmeye başladığında suda kendi yansımasını görmez diye. Sulara baktım aynalara baktım içime hep o yansıdı. 
-Ölmüş gibi anlatıyorsun.
- Ölmedi tabi sevda ölmez ölenler sevda değildir. Çok uzakta şimdi her şey bitti oda gitti.
- Niye söylemedin?
-Ben hayatımda o hatayı bir kere yaptım kendime lanet ettim.Yıllarımı boş beleş bir insana harcadım. Lakin değeri yoktu o insanın fakat bu bambaşka birşeydi. Uzaktan var olduğunu bildiğime bile şükrettim. Şifa buydu. Söyleyemedim çünkü onun yüreğini yakan birşeyler olduğunu öğrendim.
-Neymiş onlar?
-Boşver bunu da bilmeyiver.
-Ne olacak peki senin bu halin?
- Bir gün onun şehrine gideceğim bi camiden bahsederdi oraya giderim ben o şehre gidince bilirim ki oda benimledir. Sonrada şehre kendimi gömüp gelirim.
-O senin içinden gitmez oğlum 
-Biliyorum gitmesini istemem de anlamsızlık çukurunda sürünüp giderken elimi tutup çekti beni.Ben onu unutur muyum hiç.
-Ne diyeyim ki evlat senin bu yolculuğun manevi bir aleme.
-Anlatacağım bu kadar ara ara aklıma geliyor elim ayağım kitleniyor keşke diyorum bilmeseydim bu ağırlığı ama yaşanacak çok şey var.
-Yat uyu yoruldun bu akşam sen geç şu divana örteyim üstünü
Saffet uzandı sonra yatağa döndü sırtını bir kaç zaman sonra hıçkıra hıçkıra ağladı sonrada uyuya kaldı. Belli ki uzun bir yola çıkmış dedim. Dikenli bir yol. acıyla anlamı bulduğu bir yol. Dinlemek lazım saffet gibi insanları gönlü darağacına asılmış zamanında. İçi içine sığmayan insanları dinlemek. Bu sığmamanın bir sebebi vardır. Açtım kitabı önüme yazmaya başladım ilk cümle: unuttuğunda öleceksin.

Yorumlar

Popüler Yayınlar