AÇIN KAPIYI KENDİM GELMİŞ

Uzun süre oldu uğramadım bu diyara ne yapacağını bilememek öfke denen bir duygunun hakimiyetini sağlayamamak mesele bu. Ne olur peki öfkelenince neden öfkelenir insanoğlu? Ya ulaşamamıştır yada işler yolunda gitmiyordur. Çaresiz hissettiği,değiştiremediği zaman bedenini ele geçiren bu halle baş başa kalır. Kontrolüde sağlayamaz çünkü öfkenin haz veren bir yönü vardır. Küçükken dişlerimiz çıkmaya yakınken uyarırlardı o tarafınla yeme yamuk çıkar diye bizde ister istemez hep o tarafı kurcalardık. Akıbetini düşünmezdik. Öfkede böyle bir şey anlık olarak her şey düzelicekmiş gibi bir his verir. Tamam kontrol bende dersin sonrasında bir bakmışsın ki patlamaya hazır bir yanardağ arkandan bir lav  üzerine doğru geliyor. Oldukça metaforlarla dolu bir anlatım oldu. Anlamak lazım ama, zihnimizi ,içindekilerini öyle aman bugünde bitti yarında biter deyip geri çekilmemek lazım. Eskiden ders alıp hatalarımızla birlikte kendimizi kabul edip yürümek lazım. Neden hatalarımız mı? Aslında hatalar bizim anlamımızdır. Şöyle düşünelim; kimimiz eskilerden nefret eder kimimiz eskileri özleriz. Geçmişimiz hatalarla doluysa ve biz bunu kabullenemiyorsak orada bir dur diyelim. Ne mi yapalım? Kendimize samimi olalım boş bir odaya geçelim veyahut aynanın karşısına yada duvarın karşısına oraya eski kendimizi koyalım gözlerinin içine bakıyormuşçasına onunla konuşalım ona şefkat gösterelim yanınızdaysa belli ki şefkat gösterilmemiştir ona. Bir keresinde bir hocamız demişti insanın en iyi arkadaşı kendisidir diye. Elbet kaliteli arkadaşlarımızla vakit geçiririz fakat bu sınırlıdır ama en kaliteli arkadaşımız olan kendimizle geçireceğimiz vakit daimidir. Sözü pek uzatmadan kendi adıma hayatta en korktuğum şeyi söylemek istiyorum: Kendimi anlamadan bu dünyadan ayrılmak. Umarım hayat yolculuğumuzda son nefesimize kadar kendimizi azda olsa anlamış oluruz...

Yorumlar

Popüler Yayınlar