EVVELDEN
Kaç kere sordum sana Mariam bu müziği seviyor musun diye? Hiç yanıt vermedin. En sevdiğin renk ne diye sordum bu dünyada nereye gitmek istersin en sevdiğin şiir ne bunların hepsini sordum ama sen cevap vermedin. İnsan birine aşık olunca ansızın merak edermiş onu. Belki duymamışsındır. Bu devirde pek duyulmuyor böyle sözler. Birden yığılıyorum yere o bahçede damın altındaki gülleri hatırlıyor musun? Ne güzellerdi değil mi? Babaannem ekmiş onları rahmetli. Hep gider bakardık.Koparmaya çalışırdım çocuk aklıyla bana hep şu sözü söylerdi dalında güzel yavrum bırak onda kalsın koparma. Anlamsız gelirdi hep bana bu sözler büyünce anladım her şey ait olduğu yerde güzeldir diye. İnsan, çiçek, hayvan, sevda, umut hepsi... Geçenlerde o yollardan geçtim o eve gittim yıkılmış dökülmüş. Sağlam duran bir sandığı vardı. Çimen yeşili renginde dört bir yanı, ön tarafında pembe kırmızı laleler. Oturdum başına kim bilir ne umutlarla doldurdu bu sandığı dedim. Gelinliğinden bir parça kalmış. Duvarda da tespihleri asılı duruyor. Birde saati var, siyah hep ona bakardı akşam vakitleri bir tanıdığı hacdan getirmiş anlatırdı. Takvimin yaprağı hala aynı sararmış duruyor. Tam vefat ettiği tarih o sayfaya kadar olan tüm takvim yazılarını okumuştur eminim. Divanda duruyordu. Uzanırdı ona, camdan dışarıya bakardı. Koyunların çobanların gelişini incelerdi, birde beni beklerdi. Şu hayatta en çok neyi görmek isterdim biliyor musun? O camdan beni beklerken seni görmek isterdim. Ben sularını da doldururdum o dik merdivenlerden de çıkarırdım. Geceleri korkma diye yanında da kalırdım. Takvim yapraklarını da okurdum. Sabah erkenden kalkar elektrik direklerinde ki kırlangıçları izlerdik. Tarlalara gider tohumları sulardık. Ben çamur çukurlarına sarı erikleri atardım. Şekerli ekmek sürerdin,kedileri severdik. Patatesleri çıkarır eskilerden konuşurduk. Sen harp dönemlerini anlatırdın. Eskileri konuşmaya başlayınca hep şöyle başlardın evvelden diye. Şimdi her şey çok fazlalaştı eski evlerde değiliz. Her şeyin yenisine sahibiz lakin unuttuk hislerimizi. Şekerpareyi bile yemiyorlar artık. Yollarda bin bir çeşit araba herkes istediği yere gidiyor. Sen olsan bende seni istediğin yere götürürdüm. O dertleri unutacağın yerlere kadar giderdik. Başımızı alıp kimsecikleri tanımadığımız yerlere giderdik. Ah bir keşke olsaydın bu hayatı yeniden severdik.
Yorumlar
Yorum Gönder