LAİLY LAİL
Yazmanın bir sebebi vardır. Her akşam yolumuz kağıda kaleme düşmez belli akşamlarda yada belli anlarda düşer. İçimize sığdıramazsak sevinci yada acıyı hadi deriz hadi bir kağıt kalem getir de yazalım. Bundan sonrası bedeninizi kalmış üşengeçlik yapmazsa gider alır malzemeleri; yaparsa da zihninizin tarihi mecralarına bir kaç kelamı gömmüş oluruz. Bu böyle devam eder kim nasıl tanımlarsa. Bu sefer her şey sevinçten.Kendi sırrına kadem basmış bu benlik yavaş yavaş yeniden doğuyor. Düşünün ki kendi kültürüne,dinine,diline yabancılaşmış bir kadın onu tanıyor muyum bilmem uzaktan belki. Maviye boyanmış Fas sokaklarında, yavaş yavaş,ayakları çırılçıplak yürüyor. Rengarenk bir örtüsü var gözleri elaya çalıyor. Görünce işte diyorsunuz bütünleşme budur. Bu kadının ruhu buraya ait diyorsunuz. Avludan bir ses geliyor. Doğu ile batının sentezi notalara dokunmuş bir müzik:Sa'alouni El Nass- Ziad Rahbani oturuyorsunuz bir taşın üzerine ve fotoğraf makinanızı kenara koyup beş dakikalığına kendinizi ana bırakıyorsunuz, rüzgar size çarşıdan karışık baharat kokularını getiriyor. Erkeklerin başlarında fesler nasıl da yazıyorlar bu çalgı çenginin kitabını. Avlunun tam ortasında bir çeşme,suyun akışından gelen dingilik,siz artık Fassınız. Sokaktan bir kadın ve bir erkek geçiyor,baştan aşağıya beyaza boyanmış bu adam ve kırmızının katranlığına kendini vermiş bir kadın nasıl da narin ve asil bir yürüyüş. Artık kalkıp gitme vakti, biraz yürüyorsunuz ve tüm sistemleri unutuyorsunuz. Kapitalist,emperyalist,marksist... Sırtına,boyuna kadar gelen bir testiyi yüklenmiş şerbet dağıtan bir amca görüyorsunuz. İşte diyorsunuz bunu fotoğraflamalıyım çok marjinal. Tekrar soruyorum peki anda mısın? Git konuş ona güzel olduğunu söyle. Aklınız karışıyor. Tam o sırada yanınızda beliriyor bu amca ve şerbet isteyip istemediğini hareketleriyle belli ediyor. Bir bardak belki. Bakırdan bir bardak rengi pembeye doğrulmuş buz gibi bir dikişte şehrin tüm sıcağını alıyor üzerinizden...Acımsı mı yoksa ekşimsi mi bir tat,inan bana batı doğu kuzey güney her lezzetten var bunun içinde. Sanki şerbetle kendinizi buluyorsunuz. Peki neden buradasınız? Evet bir kadından bahsediyordunuz. Derken uyanıyorsunuz. Manzarası Akdeniz'e bakan bir otelin odasında işte diyorsunuz bazen bir şehrin rüyası bile yetiyor. Bir gün elbet yolunuzun Fas'a düşeceğine eminseniz;orası kendinizi bulduğunuz şehir olabilir..
Yorumlar
Yorum Gönder